Görsel olarak estetik olmayan bir görünüm yaratan, aynı zamanda fonksiyonel sorunlara da neden olan lipödem ve lenfödem, üzerinde durulması gereken önemli hastalıklar olarak değerlendirilir. Deri altında aşırı şekilde lenf sıvısı birikmesi lenfödem olarak adlandırılırken; bacaklarda, kalçada ya da nadir şekilde kollarda yağ birikmesi de lipödem olarak adlandırılır. Doğru teşhis ve tedavi yöntemleri ile her iki hastalığında da tedavisi mümkündür.
Lipödem Nedir?
Deri altında bulunan yağ dokusu artar ve bölgede daha kalın bir görünüm yaratırsa, bu durum lipödem ya da ağrılı selülit olarak adlandırılır. Hastalığın ilk evrelerinde hastaların günlük yaşam alışkanlıklarına devam etmesine engel bir durum oluşmaz. Fakat ilerleyen evrelerde yürümekte ya da hareket etmekte zorlanma gibi fonksiyonel sorunlar ortaya çıkabilir. Lenfödem ile sık sık karıştırılan lipödem yaşam tarzı değişiklikleri, spor, egzersiz ya da dengeli beslenme gibi yöntemler ile tedavi edilemez. Bu yüzden lipödemin ortaya çıktığı durumlarda bir doktor kontrolü gereklidir. Genellikle ergenlik döneminde bulunan kız çocuklarında başlayan lipödem, hormonlardaki değişikliklere bağlı olarak hayatın herhangi bir döneminde de gelişebilir.Lipödem Türleri Nelerdir?
Kalıtsal nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabilen lipödem, hormonlarda meydana gelen değişimlere ya da damarlarda gelişen sorunlara bağlı olarak ortaya çıkabilir. Lipödem 5 farklı tip olarak sınıflandırılmıştır ve bu tipler şunlardır:
- Tip 1: Karın, popo ve kalça bölgesinde yağ birikimi oluşmuştur.
- Tip 2: Yağ birikimi kalçadan dizlere kadar ulaşmıştır. Özellikle dizlerin iç kısmı yağ kıvrımları oluşmuştur.
- Tip 3: Yağ birikimi ayak bileklerine ulaşmıştır.
- Tip 4: Yağ birikimi kollarda da gözlenmeye başlamıştır.
- Tip 5: Yağ birikimi alt bacaklarda gözlenmeye başlamıştır.
Eğer hastalara lipödem tanısı konulduysa, hastalığın tipine bakarak uygulanacak tedavi yöntemine karar verilir.
Lipödem Ne Tür Belirtiler Gösterir?
Lipödem daha çok kadınlarda görülen bir hastalık olarak, kendisini şu belirtiler ile gösterebilir:
- Lipödem gelişen bölgeye parmağınızla bastırdığını zaman kalan çöküntü çok azdır ya da hiç yoktur,
- Deri üzerinde bir soğukluk hissedilebilir,
- Çarpma gibi durumlarda çok kolay morarma olur,
- Kollar nadir olarak etkilenir,
- Hastalar kilo vermesine ya da ciddi miktarda kalori yakmasına rağmen şişliklerde azalma olmaz,
- Şikayetler yaz günlerinde ya da sıcak havalarda şiddetini artırır.
Lipödem tanısı yalnızca doktorun fiziki muayenesi ile konulabilir. Lipödem hastalığında yağ birikimi orantısız şekilde ve vücudun muhtelif bölgelerinde kendisini gösterir.
Lipödem Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Lipödem ve lenfödem tedavi yöntemleri birbiri ile benzerdir. Lipödem cilt bakımı, bandajlama, manuel lenf drenajı ya da özel egzersiz programları ile birlikte tedavi edilebilir. Ek olarak doktorların faydalanabilecekleri diğer tedavi yöntemleri şunlardır:
- Vücutta daha fazla yağ birikmesini önlemek amacıyla fiziksel aktiviteleri artırmak ve düzenli olarak egzersiz programları uygulamak,
- Kişiye uygun diyet programlarını bir diyetisyen kontrolünde uygulamak,
- Plastik cerrahlar tarafından gerçekleştirilecek yağ enjeksiyonu (liposuction) tedavisi,
- Bası giysileri kullanmak.
Lipödem yalnızca fonksiyonel sorunlar yaratmakla kalmaz, aynı zamanda yarattığı kötü görüntü ile kişilerin psikolojik olarak kendilerini rahatsız hissetmelerine neden olabilir. Dolayısıyla psikolojik sorunların giderilmesi için ek bir destek almak da tedavi sürecinin bir parçası olarak değerlendirilebilir.
Lenfödem Nedir?
Bağışıklık sisteminin bir parçası olan lenf bezleri farklı nedenlere bağlı olarak tıkandığında, fil hastalığı olarak da adlandırılan lenfödem ortaya çıkar. Bir başka tanımla lenfödem, lenfatik sistemin bozulmasına bağlı olarak hücreler arası sıvının artması anlamına gelir. Lenfatik sistemin bozulması durumunda hücrelere arası sıvı damarlar tarafından olması gerektiği gibi drene edilemez. Nitekim söz konusu sıvı dokular içerisinde birikir. Lenfatik sistemi biriken sıvıyı taşıyamaz ve dolayısıyla lenfödem gelişir.
Lenfödem Nedenleri Nelerdir?
Lenfödem hastalığında lenf sıvısının kan dolaşımına girememesi ve deri altına yayılması söz konusudur. Lenf bezlerinin herhangi bir nedenle çıkarılmış olması, lenfödem gelişiminin en yaygın nedeni olarak kabul edilir. Lenf bezlerinin çıkarılmasındaki en temel neden ise kanser tedavisidir. Bir diğer yandan meme cerrahisi geçirmiş olan hastalarda lenfödem gelişme oranı da yaklaşık yüzde 25’tir. Aynı zamanda alt karın bölgesinde ya da prostat bölgesinde gelişen kanserlerde de lenfödem görülme ihtimali vardır. Hastalara uygulanan tedavi sırasında çıkarılan lenf bezlerinin miktarı ne kadar fazlaysa, hastalarda lenfödem görülmesi ihtimali de o kadar fazladır. Lenfödemin gelişimine neden olabilecek diğer durumları ise şu şekilde listeleyebilriiz:
- Kanser nedeniyle alınan radyasyon tedavileri,
- Travma ya da sıyrık ve kesik durumları,
- Cerrahi müdahaleler sonrası lenf bezlerinin hasar alması,
- Mantar ya da benzeri hastalıklar,
- Sivrisinek ya da böceklerin ısırmasına bağlı olarak bulaşan parazitler,
- Enfeksiyonlar,
- Lenfatik sistemdeki kalıtsal sorunlar.
Lenfödemin altında yatan nedenin bulunması ve bu nedenin ortadan kaldırılması tedavi sürecinde esastır.
Sekonder Lenfödem
Kanser tedavisi sırasında uygulanan cerrahi müdahalelere bağlı olarak gelişen lenfödem, sekonder lenfödem olarak değerlendirilir. Kanser tedavisi kapsamında alınan radyoterapiye bağlı gelişen lenfödem de yine sekonder lenfödem olarak adlandırılır. Sekonder lenfödem doğuştan gelmez ve sonradan gelişen bir durumdur.
Lenfödem Belirtileri Nelerdir?
Kollarda ya da vücudun muhtelif bölgelerinde meydana gelen şişlikler, lenfödemin kendisini gösterdiği ilk belirtilerdir. Hastalığın ilerlemesi durumunda bu şişlikler bacaklarda da görülebilir. Hastalığın ilk zamanlarında belirtiler bazen kendisini gösterirken, bazen geçebilir. Yani şişlikler bir gün varken, ertesi gün olmayabilir. Fakat hastalığın ilerlediği durumlarda bu şişlikler kalıcı hale gelir. Lenfödem hastalığında en sık karşılaşılan belirtiler ise şunlardır:
- Vücudun farklı bölgelerinde oluşan şişlikler (parmaklar da dahil),
- Cildin kalınlaşması, sertleşmesi ya da normalden gergin bir hal alması,
- Şişliğin eklemlere ulaşması durumunda hareket bozuklukları,
- Şişliğin gerçekleştiği bölgelerde ağrı ya da rahatsızlık,
- Enfeksiyonların sık sık tekrar etmesi,
- Deri altındaki sıvının derinin üstüne sızması,
- Şişlik bölgelerinde siğil benzeri oluşumların ortaya çıkması,
- Şişlik bölgelerinde kıvrımlar oluşması.
Bazı hastalar şişliklere bağlı olarak normal zamanlarda kullandıkları takı ve aksesuarları kullanamaz ya da bazı giysileri giyemez hale gelebilir.
Lenfödem Hastalığında Tanı ve Tedavi Yöntemleri
Lenfödem tanısı sırasında doktorlar genellikle hastaların geçmişinde bir travma, enfeksiyon hastalığı ya da meme cerrahisi gibi durumlar olup olmadığını sorgular. Lenfödem tanısı yalnızca fiziki muayene ile konulabilmekle birlikte, şu tanı yöntemlerinden de yardım alınabilir:
- Kollar ve bacaklarda arasında ölçüm,
- Ultrason,
- Kan testi,
- Metal aygıtlar kullanılarak vücuda elektrik verilen ve akım değişiklikleri üzerinden sıvı miktarını tespit eden biyoempedans uygulaması,
- Vücuttaki sıvı miktarı hakkında bilgi sahibi olunması ve tıkanıklığın olduğu bölgelerin tespit edilmesi adına vücuda radyoaktif bir boyar madde enjeksiyonu ile gerçekleşen lenfosintigrafi uygulaması,
- BT ve MR.
Bu yöntemlerden yalnızca biri bile tanı için yeterli olabilirken, bazen şüpheye mahal bırakmamak adına birkaç farklı tanı yöntemi bir arada kullanılabilir. Hastalığın tanısı konduktan sonra tedavi sürecinde başvurulabilecek yöntemler şunlardır:
Manuel Lenf Drenajı
Şişliğin giderilmesi amacıyla bölgeye özel masaj teknikleri uygulanır. Bu tedavi yöntemi ile lenf sıvısı ödemli bölgeden alınır ve çalışmakta olan lenf nodüllerine doğru transfer edilir.
Bandaj ve Çorap İle Kompresyon
Bu uygulamalarda lenf sistemi etkinliğinin korunmasının amaçlanır. Bu yöntemde kullanılan bandajlamanın basıncı dengeli bir şekilde ayarlanabilir. Bu tedavinin en önemli etkinliği, ödemli bölgede lenf sıvının yeniden birikmesinin önleniyor olmasıdır. Bandajlama tedavisi tamamlandıktan sonra kompresyon çorapları bu tedaviyi destekler. Kompresyon çorapları hastalardan ölçü alınarak kişiye özel olarak üretilir.
Cilt Bakımı
Nemlendirici kremler kullanılarak derinin kurumasının önüne geçilir. Bu tedavide kullanılan kremlerin pH değer 5.5 olmalıdır.
Egzersiz Programları
Kas aktivitesinin sağlanması amacıyla uygulanan bu tedavi yönteminde sıvı drenajının gerçekleşmesi sağlanır. Egzersiz programının tamamı bandaj ve çorap kullanılarak gerçekleştirilir.Lenfödem tedavisinde kullanılan tekniklerin doğru şekilde uygulanması ve tedavi sürecinin kişiye özel olarak planlanması büyük önem taşır. Tüm bunların gerçekleşmesi için de alanında uzman ve deneyimli bir hekimden destek almak gerekir.
Write an answer
Your e-mail account will not be published. Required fields are marked with *
Comments (0)